29.7.13

DİRENİŞİ DÜŞÜNMEK. 2013 TAKSİM GEZİ OLAYLARI

"DİRENİŞİ DÜŞÜNMEK" ONLARA ADANMIŞTIR:

Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük,
Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz,
Medeni Yıldırım, Mustafa Sarı

“BURADA!”

“YAZIDA!”


MonoKL Yayınları - Düşünce Dizisi


EŞSİZ BİR OLAYIN İSMİ YAYILIYOR HER YERE
VE DÜŞÜNCE OLAYIN SÖZÜNÜ SAHİPLENİYOR.
DÜŞÜNCE GEZİ’DEN YENİ UFUKLARA AÇILIYOR.

OLAYIN RUHUNA BİR YOLCULUK:

FİLOZOFLARIN ÖZEL KATILIMIYLA

DİRENİŞİ DÜŞÜNMEK
2013 TAKSİM
GEZİ OLAYLARI

Alain Badiou, Volkan Çelebi, Gizem Çıtak, Işık Ergüden,
Gökhan Kodalak, Jean-Luc Nancy,
Jacob Rogozinski, Bernard Stiegler, Ahmet Soysal,
Gökbörü Sarp Tanyılız, Slavoj Zizek



Hazırlayanlar: Volkan Çelebi & Ahmet Soysal







İstanbul’da doğan bu toplumsal hareket korkusuzca desteklenmelidir ve yine bu nedenle bu hareket direnmekle yetin­memelidir: Bilgilerin ve bir taraftan tinsel olana çağrıda bulunup diğer yandan tüm tinsel hayatın yıkımını hızlandıran bir iktidarın temel zafiyetinin altını çizen zihnin savunusu için bir söylem geliştirilmelidir.

Bernard Stiegler

Ölüm, hayata dayanamaz. Karanlık, ışığı hoş görmez. Kış soğukları, baharın gelişinden nefret eder. Fakat hiçbir oyun oynanmadı, hala hiçbir şey kaybedilmedi. Boğaz’ın akıntılarına kan dökülmüyor. Her şey hala mümkün. Her ne olursa olsun bir gün bahar kışa üstün ge­lecek. Her ne olursa olsun Taksim 2013 halkların hafızasında kazın­mış olarak kalacak.

Jacob Rogozinski

Somut olarak bir ayaklanma biçimini taşıyan garip deney, varlığını sürdürmekte ve gelecek günlerde, haftalarda, hatta aylarda da sürdü­receğini göstermektedir. İnsanlar, sokağa çıkmanın zor olmadığını anladılar. Birlikten güç doğduğunu, ve büyük kitlesel güç karşısında iktidarların sarsıldığını gördüler. Bununla birlikte, umulur ki düşün­meye başladılar. Politik düşünce, neyin istendiğini formüle etmek­tir.

Ahmet Soysal

Eğitimli gençlik kendisini tarihsel bir ayaklanmanın diğer potansiyel aktör­lerine yaklaştıran yolu yaratmalıdır. Kendi toplumsal varoluşunun ötesinde hareketinin coşkusunu taşımalıdır. Geniş halk kitlelerinin yanında yaşamanın ve yeni politikanın pratik buluşlarını ve düşün­celerini onlarla paylaşmanın araçlarını bulmalıdır.

Alain Badiou

Gezi’deki insan nedir, kimdir? Bu ortaklığın maddesini ve ru­hunu nasıl düşünmeli?
Şimdilik kesin olan tek bir şey var: bu insan, bu madde, bu ruh neo-liberal kapitalizmin dünyasındaki insan, madde, ruh değil. O halde çekinmeden söylenmeli: şimdi bizim görevimiz gelmek­te olan bu insana, bu maddeye, bu ruha yer açmak. Onların birlikte vuku buluşunu/yer alışını düşünmek ve gerçekleştirmek. Yeni bir özgürlük rotası, yeni bir demokrasi haritası çizmek…

Volkan Çelebi

Protestoları Müslüman sessiz çoğunluk tarafından desteklenen İslamcı otoriter düzene karşı seküler sivil toplumun ayaklanması olarak sınırlandırmamak elzem­dir: resmi karmaşıklaştıran şey protestoların anti-kapitalist tepki­sidir (kamusal alanın özelleştirilmesi) –Türk protestolarının temel ekseni, otoriter İslamcılık ile kamusal alanın serbest piyasacı özelleş­tirilmesi arasındaki bağdır. Bu bağ, Türkiye konusunu çok ilginç ve etki alanı geniş bir hale getiriyor.

Slavoj Zizek

Hayatları yaşanılmaz hale ge­tirilen insanlar, kendilerini zaten kendilerine ait olan sokaklara atıp yaşanabilir hayatların mücadelesini vermeye başladılar.

Gökbörü Sarp Tanyıldız

Olay, olur; gelmektedir, eli kulağındadır; beklenmezken beklenip asla gelmeyen godot’dur, mesihtir, gelir ve geçer, “yıldızın parladığı an”dır, “son bakışta aşk”tır, eylemdir. Gelir, ama geldiği bilinmez, bi­linemez, hissedilir, sezilir, geldiğinde muhteşemliğiyle yaşayanlar­da, belleklerde, bilinçte, ruhta, tarihteiz bırakıp gider. Yeterliliği, yetkinliği bundandır.

Işık Ergüden

Bir tek halk düşünür kendini ve tek başına kendine doğru yürür.

Jean-Luc Nancy

Gezi olayı öncelikle özne merkezli politik yapılanmaların, başkan­ları ve amirleriyle özdeşleşen hiyerarşik iktidar kurgularının ve tem­sili demokrasinin timsali olduklarını iddia eden otorite figürlerinin karşısına lidersiz, heterarşik ve başkaları tarafından temsil edilmek yerine kendilerini sahneye koyan yeni bir örgütlenmeyle çıktı.

Gökhan Kodalak

Önümüzdeki yıllarda Türkiye siyasi hayatının ve demokrasisinin ne yöne gideceğini bilemeyiz fakat emin olabileceğimiz bir şey var ki o da Gezi Parkı Direnişi sonuçlandıktan sonraki süreçte de direnme­nin devam edeceğidir. Yıllardır tepki göstermeyen, evlerine kapan­mış, ekranlardan başını kaldırmayan insanlar bir şeyleri değiştirebi­leceklerini gördüler.


Gizem Çıtak

No comments: